ada dört tarafı denzilerle çevrili toprak parçasıdır
üç tarafı çevriliyse yarım ada olur..
rivayet: arkadaşların söylediğine göre büyükadada kiraklık evler çok ucuzmuş..hatta köşk gibi bir evin kirası 1 milyarmış..
açtım okudum bir siteden büyükadayla ilgili yazılanları..ada'da sanki zaman yokmuş..zamanı hatırlatan tek şey vapur saatleriymiş, kışın heryer bomboşmuş, tüm sokaklar..ama yazın saçma sapan doluyormuş ,her taraf at pisliği kokuyormuş, esnafın kazıkçı olduğu zaten malum..bu zaman mevzunun, oraya giden şehirli romantiklerin ziyaretlerinin sadece bir iki günlük olmasının otantizmi yada hatırlananların çocukluğun zaten fazlasıyla yüksek kafasından bugüne kalanlar olmasından ileri gelmesi ihtimali var tabi..at pisliğinin bu tanımlamaların hiçbirisine girmiyor oluşu da bir o kadar kıllandırıcı ..nitecede bir gökova tadı vericek gibi gözüküyor,heyecanlandım..ha heyecanlandım da ne yaptım gittim bir sitede hakkında yazılanları okudum..ikinci elden..heralde heyecan veren bi mevzu için yapılacak en gerzekçe şey gidip bi internet sitesinden onun hakkında yazılanları okumaktır..okuyup bitirdiğimde kendi heyecanıma uzaktan bakar oldum..nihayetinde gidip görmeyi planlıyorum perşembe günü...ilk duyduğum heyecana mukabil, e ama oradan sınavlara gidilir mi yok efendim çok da uzakmış ,aileyle de papaz olurum,zaten kimse de yokmuş ,kendime katlanamam ben gibi düşünceler geldi dadandı..zaten gökova dediysem gökovayı da sevmem..tam bir buhrandır bu asosyallikle tenha yerler..ama ada'da büyümüş olmayı isterdim..müthiş bi güven duygusu,herkes tanıdık sen ben bizim oğlan ,havalar ısınır ısınmaz hoop deniz , çayır çimen..mis..
neyse ne diyordum bir gidip görmek lazım..belki çok gaza gelirsem bizimkilere de resti çeker taşınırım adaya.. o 'sen ben bizim oğlan' mevzuu var ya, işte onu hakikaten yaşamak istiyorum..büyükada olur başka yer olur onu bilmem..şöyle sevdiklerim yanımda hazzetmediklerim arkamda..zaten bizim beyle olduktan sonra unutayım zamanı çok da lazım değil..belki alkole de başlarım yavaştan...kıs kıs..kirli geldi oturdu yanıma..tabi onu da götürmek lazım..kedinin garip bir biçimde patileri soyuluyor..sanki yanmış kabuk bağlamış da soyuluyor gibi..dişleri de bi tuhaf..yanyana iki tane (toplam 4) köpek dişi var üst çenesinde..ağzını açınca timsah gibi gözüküyor..bugün ilk defa keşfettim ve tırstım ondan..gerçi sen ben bizim oğlan ama yine de bir ürküyor insan..yaratık gibi..biri bu kediye arada yalanması gerektiğini de öğretmeli...biz üçümüz sen ben bizim oğlan olduk bile..kalan kalsın gelen sağlar bizimdir..
dyg
0 comments:
Yorum Gönder