7 Temmuz 2008

prozac

okulumuzun insanlık dışı uygulaması sonucu 7 temmuza sarkan sınavların son ayağını da bugün itibariyle tamamlamış bulunuyorum..sanırım parlak denebilecek bi performans sonrası bu zulmü her sene yaşatan okulumdan eylüldeki bütler sonrasında mezun olacağım..en azından öyle umuyorum..kişilerin meslek edinme, evlilik kararı iş güç zırt pıt derken 25-30 yaş arası dönemi ergenliğe benzer bir sendrom yaratıyormuş psikolojosinde..ikinci bir büyüme dönemi..zaten eskiyle kıyaslanırsa insanlar oldukça geç yetişkin sayılıyor..yani 21 yaşında çalışmaya başlayan, 22 yaşında evlenen, en kötü ihtimalle de 25 yaşında çocuk sahibi olan nesle kıyasla...bu durum lüks mü lanet mi bilmiyorum..ama hakkaten bunaltıcı geçiyor şu 25-30 yaş arası dönem..eskiden çalışmaya başlamak hayatın sonu gibi gelirdi..en sevimli haliyle; bütün o plansızlıktan, muhabbetle geçen uykusuz gecelerden, öğle saatlerine kadar kestirmekten, yazları uzun uzun tatil yapmaktan ve yapmayı sevdiğim diğer bir sürü şeyden feragat gibi..ne de olsa eğer klasik 9-6 mesaili bir işte çalışıyorsan muhtemelen muhabbetten değil eve iş getirmekten uykusuz kalmışsındır..bizim jenarasyonun freelance işlere ve ülkede yeni yeni peyda olan sanatlı sepetli mesleklere tüm meyli bundandır kanımca..ne de olsa bu işler için uykusuz kalmak bile eğlenceli :) zaten 18 yaşında ergenlik eblehliğiyle seçtiği müstakbel mesleğini yapması hiçbir insandan beklenmemeli..

şu 25-30 yaş aralığı mezuuna dönersek, hala öğrenciliğin arkasına sığınabiliyorken sahip olduğum en basit lüksleri bile çok özleyeceğimi biliyorum ve bu beni hiç mutlu etmiyor..( seni öldürürüm ve seninle bir daha asla konuşmam) keşke öğrencilik hayat boyu sürse..ben eğer öğrenci olacabileceksem harcadığım her kuruş konusunda vicdan azabı yaşamaya, ay sonunda faturaları nasıl ödeyeceğimi düşünmeye ve her tatili çadırda geçirmeye razıyım.ne de olsa öğrenciliğin kendine has sürprizleri var:)


dyg

  © Blogger template 'iNY' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP