30 Mayıs 2008

uyurgezerler

doğduğum kentte uykularında gezen bir ana kız yaşardı.


bir gece dünyayı sessizlik kucaklamışken uykuda yürüyen anneyle kızı sisle örtülmüş bahçelerinde karşılaştılar.

ve anne dedi ki, "sonunda, sonunda, düşmanım! benim gençliğimi parçalayan sen- kendi hayatını benimkinin kalıntıları üstüne kurdun' seni öldürebilmeyi isterdim!"

ve kızı dedi ki, "ah kin dolu kadın, yaşlı bencil! özgür benliğimle aramda dikilen sen! benim hayatımı kendi solmuş hayatının bir yankısı yapmak isteyen sen! ölmüş olmanı isterdim!"

o anda bir horoz öttü ve iki kadın da uyandı. anne kibarca dedi ki, "sen misin hayatım?" ve kızı kibarca cavapladı, "evet, canım."

1 comments:

eylem

herkes hayatının bir anında ya da bütün hayatı boyunca ara ara keşke hiç olmasalardı diyebiliyor, ama burdaki hiç'e dikkat çekmek de yarar var, bu sonuçta şuna varıyor keşke hiç olmasaydım, varoluşumuzu hep ev ve aile üzerinden kuruyoruz çünkü o yüzden keşke hiç olmasalardı diyoruz sanki, buluğ çağından çok sonraki bir döneme denk geliyor ama bunlar, gerçek acıyı keşfetmiş, onu icat ettiğimiz aletlere boyun eğdiremediğimiz, aydınlanmanın aslında bize verdiği şeyin koskocaman bir sıkıntı ve belirsizlik olduğunu keşfettiğimiz çağlar bunlar, herkesin kişisel tarih sayfalarındaki büyük yenilgiler ya da zaferlerinin alt okuması olarak öylece duruyor.

  © Blogger template 'iNY' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP