6 Kasım 2008

yazı

şimdi efendim yazı yazmak yazı yazmaktır senin yazdığın bişeye benzemiyosa ya niye blog köşelerinde dolaşmaktır diyesim geldi.. aslında şöööyle bi gerilere gidersek, toz bulutlarının sonunu asla kestiremiicekleri atraksiyonlara girmelerinden çook sonralarını kastediyore elbette.. siyonla biten kelimelere karşı beslediğim sıcak sempati, fransızcaya da ilgi duyduğum anlamına mı gelmeli? ve yööö aeslaa..
herdaim gısrtlak temizliğinin önemi demek benim için fransiziyo.. fransızları seviyor muyum? sanırım bayılıyorum.. mahallede olsaydı isterdim ben küçükken en azından üç beş..üçün beşin hesabını yapar mıyım? pek tabiy ki.. küçük yaştan beridir.. üçün beşin hesabını yapamayan adam... ayyy fo of of bi keder aldı şimdi beniakşam akşam..
bloga yazmaya yazmaya ruh sağlığı elden gitmiş haberim yok. bi gidiyo kafa bi geliyo.
işte gerilerden getirip toparlıyım da ortada kalmasın mevzuu.
yazı yazmak yazı yazmaktır yazı yazmak kendin yazmaktır ilen başlamış idi bu blog macerası, ilgili arkadaşlar bilir ve o arada geçiridikleri zamana ve beyhude akan ömürlerine ahh ederek yan dudaktan gülümserler bildikleri oranda.. şmdi uzun bi aradan sonra her ne kadar arayüzü bana sağlık sitelerini hatırlattığından ötürü içime sinmese de sanki özlediğim birine sarıllıyormuşum hissi yarattı..
bazen de hayatındaki eksik şeyin eksikliğini ona kavuştuğunda anlamaz mısın zaten?
en özel sohbetlerimin bi parçasıymış da sadece ona söyleyeceklerimi ona söyleyemediğimden ötürü biriken gam kasavet az önce şıngırdattığımız demli çaylarımızı içerek sohbet ediyormuşuzcasına uçuştu dağıldı gitti sanki..
insanın aklı herdaim düzkontak hesabıyla çalışmakta galiba bu da hayatın keyifli tarafı.. ha hiç öyle olmasa insan hep akllı olsa gitgeller olmasa olmaz mı olur pek tabii ama o gitler geller olmadan hayat düz bi ip gibidir ve bazen insanın baktığı açıya göre bi nokta gibi de görünebilir..
velhasılıkelam ne de hoşmuş bilmez idim bu derde düşmeden önce blogda yazı yazmak arada bakmak ve de buradan iletişim kurmak ve de yazışmak ki bu amaç için hazırlamı idik bu köşeciği.. öyle tıngırdadı ki gönül tellerim sanki bak şimdi... hani yıldızlara bakarsın da birisine söylemek istediğin şey içinden geçer bi tanesini kestirmişken gözüne ve öyle hissedersin ki o aynı gökyüzü altında eğer o yıldıza denk gelirse konuşmak istediğin kişi aklındakiler ona geçivericekmiş gibi.. bu ihtimal dahi içini doldurur.. bu sanki bi adım ötesi..
bu arada yokluğumda ortalık şiire kesmiş çarşaf çarşaf yazıyla dolmuş farketmedim sanma.. öyle bi çöreklenme durumu seziliyor sanki.. avucunu yalarsın.. ben bilirim kapatmasını arayı:)..
zingır

1 comments:

atom bohem

sağlık sitesi dedin dedin dıkandım haa! al değiştirdim sonunda..yine yazmasan eşrefle buluşma ayarladım..eli kulağında bilesin

  © Blogger template 'iNY' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP